Gustav Meyrink, fantastik olabilirliği bilimde arayan genç çağdaşı Wells'den farklı olarak, bu olabilirliği büyüde ve her tür mekanik ustalığı aşmakta aradı. Kardinal Napellus'ta "Sihirli olmayan bir şey yapmamız mümkün değil" der ve bu yargısıyla Novalis'i de onaylar. Bu görüşün başka bir sembolü, okuyucunun "J. H. Obereit'ın Zaman Sülüklerini Ziyareti" adlı öyküde bulacağı, gerçekdışı görünmesine karşın yalnızca estetik bakımdan değil, psikolojik bakımdan da gerçek olan mezar kitabesidir. Başlangıçta basit bir anlatı olan öykü, deneyimlerimiz ve gizli korkularımızla karışarak giderek şiddetlenir. Anlatıcı ilk satırdan itibaren bilinmeyen bir sona yazgılıdır. \-Jorge Luis Borges-

The Shining Pyramid is a novel by Arthur Machen, first published in 1923. The story follows a young man named Edward Lessingham who inherits a large estate in Wales. While exploring the grounds, he discovers a mysterious pyramid that glows with an otherworldly light. As he delves deeper into the pyramid's secrets, he becomes entangled in a web of ancient magic and dark forces that threaten to consume him. Along the way, he encounters a cast of strange and sinister characters, including a mad scientist, a beautiful but deadly woman, and a powerful sorcerer. As the plot unfolds, Lessingham must use all of his wit and courage to unravel the mysteries of the pyramid and save himself from certain doom. The Shining Pyramid is a gripping tale of horror and suspense that showcases Machen's mastery of the genre. With its vivid descriptions, haunting imagery, and unforgettable characters, it remains a classic of early 20th-century horror fiction.They lay full length upon the turf; the rock between their faces and the Bowl, and now and again, Dyson, slouching his dark, soft hat over his forehead, put out the glint of an eye, and in a moment drew back, not daring to take a prolonged view. Again he laid an ear to the ground and listened, and the hours went by, and the darkness seemed to blacken, and the faint sigh of the wind was the only sound.This scarce antiquarian book is a facsimile reprint of the old original and may contain some imperfections such as library marks and notations. Because we believe this work is culturally important, we have made it available as part of our commitment for protecting, preserving, and promoting the world's literature in affordable, high quality, modern editions, that are true to their original work.

Retorik Fransız biçemini izleyen bir romantik olarak Villiers, insanların romantikler ve aptallar olmak üzere iki sınıfa ayrıldığını iddia etti. Villiers, Paris'te Baudelaire'in kötülükve günahla oynadığı gibi acımasızlık kavramıyla oynamak istiyordu. Ama maalesef günümüzde bunlarla oynamayacak kadar birbirimzi iyi tanıyoruz. Acımasız Öyküler artık saf bir başlık; oysa Villiers bu öyküleri tumturaklı ve duygulu bir biçimde Paris çevresine sunduğu zaman saf değildi. Kendini düşsel düelloların ve anlatıların yaşlı başkişisi gibi duyumsayan, neredeyse yoksul denebilecek bu büyük beyefendi imgesini Fransız yazın tarihine kabul ettirdi. \-Jorge Luis Borges-

Robert Louis Stevenson

A minuciosa burocracia, exaltada satiricamente, é o tema essencial da inacabada fantasia de O Crocodilo de Dostoiévski. Prefigurando Kafka, a situação gira sobre si mesma e vai revelando os caracteres. Pode ser considerada arbitrária a vizinhança, neste volume, de Andréev e de Dostoiévski. Deveria no entanto observar-se que os dois coincidem no ímpeto patético e na desconsolada visão de um mundo hostil. O Lázaro de Andréev, depois de passar pela morte, sente que aqui na terra tudo é inconsistente. e no seu olhar atroz parece estar escrito o fim. Nos dois textos precedentes, o elemento fantástico é claro desde o princípio. Em A Morte de Ivan Illitch, de Lev Tolstói, a revelação sobrenatural chega, inevitável e surpreendente, como a última experiência de uma alma.