
"YİNE öldürgen bir intihar sabahı, yirmi miligram nobraksin almama karşın, ellerimin titremesini önleyemiyorum; kaydın bay Muannit Sahtegi, yapma, seni konuşmak değil, yazmak kurtarır derken, yani günlük adı altında ilk üç beş tümcenin yazıldığı günden tam üç yıl sonra, yeniden başlamayı deniyorum. Yoksa, galiba, dün gördüğüm, yanıbaşında sulandırılmış rakı şişesi, dilenen ihtiyardan beter yıkılmış olacağım. Neyi, nasıl, niçin kurtarmak? Neden bunca korkmak yıkılmaktan, yok olmaktadn." "Kendi yaşamını otobiyografi biçimine sahip bir kurmaca olarak mı sunuyordur Bener, yoksa otobiyografiyi andıran bir kurmaca mı yazıyordur? Muannit'te belli değildir bu."
Author

Tam adı, Vüs'at Orhan Bener'dir. 1922'de Samsun’da doğdu. İlk, orta öğrenimini Anadolu'nun çeşitli kentlerinde tamamladı. 1941'de Harbiye Mektebi'ni, 1957'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Ticaret Bakanlığı'nda raportör, Karayolları Genel Müdürlüğü'nde hukuk müşaviri olarak çalıştı. Ayşe Bener'le evlendi. Bir sendikanın danışmanlığını yürüttü. Emekliye ayrılıp yazarlıkla geçindi. 1950'de New York Herald Tribune gazetesi ile Yeni İstanbul gazetesinin birlikte düzenlediği öykü yarışmasında "Dost" isimli öyküsüyle üçüncülük kazandı. Bu başarı tanınmasını sağladı. Seçilmiş Hikayeler, Varlık, Yeditepe dergilerinde yayınlanan şiir ve öyküleriyle dikkat çekti. 1 haziran 2005 tarihinde yaşamını yitirdi. Vüs'at O. Bener, eserleri içinde daha çok özyaşamöyküsel nitelik taşıyan öyküleriyle bilinir. Bener, ham gerçekliği edebi bir temele oturtarak ele almıştır. Gündelik olaylarla, bilinçaltında birikmiş yaşam parçalarını birleştirip sürekli yeni anlatım biçimleri arayan yazar; bu yönüyle zaman zaman şematizme düşmekle, dış gerçekleri yanlış yerlere koymakla, hatta bozmakla eleştirilmiştir. Bener'in eserlerinde ölüm izleği önemli bir yer tutar. Bunda yazarın genç yaşta doğum sırasında kaybettiği ilk eşi ve doğumdan sonra yaşatılamayan çocuğunun da etkisi vardır. Okurdan çaba isteyen, ayrıksı bir dili olan Bener'in kişilerinin gündelik hayatın ikiyüzlülüklerini dışavuran bilinçakışlarını, Virgül dergisindeki yazısında, Orhan Koçak "iç konferans tekniği" olarak adlandırmıştır. Öykülerinin yanı sıra Bener'in şiirleri, kısa dizelerden oluşan, esprili, ironik ve şaşırtıcıdır.