
John Cheever, bir öyküsünde özyıkımcılığın ilk belirtisinin bir kum tanesinden farksız olduğunu söyler. Ona göre başlangıç noktası, "bir baş ağrısı, önemsiz bir sindirim bozukluğu, bir parmağın mikrop kapmasıdır." Her şey düşünüldüğü yönde, yani yolunda giderken, birden küçük bir anlaşmazlık, bir kararsızlık anı... Öykülerindeki karakterlerle, çoklukla iki farklı yöne gitmeyi aynı anda isteyip birini; seçmek zorunda kaldıklarında tanışırız; hem taşralı bir iyi aile babası olmak hem yasak aşka meyletmek, iflastan korkarak hırsızlık yapmak ama vicdan muhasebesinde yenilmek, kasabada yaşayan o "küçük" insanlardan biriyken, büyük hayaller peşinde koşmak... Cheever bizi zıtlıkları bir arada yaşayan evlere, odalara, zihinlere misafir ediyor. "Ey Yıkılmış Hayaller Şehri", insanın değişmez arada kalmışlığının, yürek burkan güzellikteki öykülerinden oluşuyor. Amerika'nın Çehov'u olarak anılan John Cheever, 1979'da Pulitzer Ödülü'ne layık görüldü. Toplu öykülerinin ikinci cildi olan "Ey Yıkılmış Hayaller Şehri", Roza Hakmen'in yetkin çevirisi ile dizideki yerini alıyor.
Author

John Cheever was an American novelist and short story writer, sometimes called "the Chekhov of the suburbs" or "the Ovid of Ossining." His fiction is mostly set in the Upper East Side of Manhattan, the suburbs of Westchester, New York, and old New England villages based on various South Shore towns around Quincy, Massachusetts, where he was born. His main themes include the duality of human nature: sometimes dramatized as the disparity between a character's decorous social persona and inner corruption, and sometimes as a conflict between two characters (often brothers) who embody the salient aspects of both—light and dark, flesh and spirit. Many of his works also express a nostalgia for a vanishing way of life, characterized by abiding cultural traditions and a profound sense of community, as opposed to the alienating nomadism of modern suburbia.