
Part of Series
"Dünyamı artık ilaçlı olarak seyrediyorum; kanıma zehrini katan bir iğne veya bir tutam toz beni bir masal âlemine sürükleyip götürmüştü. Tamamen yaşadığıma kani değildim, hayatla ölüm arasında, sanki, bir araf geçidindeydim, alnıma yazılmış olan devrimi iradesizce ikmale çalışıyordum. Bundan ötesi ya sonsuz bir aydınlık, ya tükenmez bir karanlık olacaktı. Hangisine düşeceğimi bilmediğimden halin devamını istiyor, karar almaktan korkuyordum. Kendiliğimden yapacağım en küçük bir hareket ve göstereceğim bir ufacık irade Zeliha'yı benden kaçırabilecekti…" Türk edebiyatının usta kalemi Refik Halid Karay, bir gemi seyahati sırasında başlayıp uçsuz bucaksız Suriye çöllerinde devam eden gizemli bir aşkı anlatıyor. Yezidilik hakkında detaylı bilgileri de konu alan Yezidin Kızı, pek aşina olunmayan gerçeklerin üzerine örülmüş sürükleyici ve egzotik bir hikâye.
Author

Mudurnu'dan İstanbul'a göçen Karakayış ailesinden Maliye Başveznedarı Mehmed Halit Bey'in oğlu olarak 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Sultanisi'nde ve Hukuk Mektebi'nde okudu. Maliye Nezaretinde memur olarak çalıştı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başladı; Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercimlik ve muhabirlik yaptı. Yazıları yüzünden ilk önce Sinop'a daha sonra Çorum, Ankara ve Bilecik'e sürgün olarak gönderildi. İstanbul'a dönünce bir süre Türkçe öğretmenliği yaptı. PTT (Posta Telefon Telgraf) Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na üye oldu ve İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılarından ötürü vatan hainliği suçuyla yüzellilikler listesine girerek Beyrut ve Halep'te sürgün hayatı yaşadı. Atatürk'e yazdığı şiir ve mektuplarla 150'likler listesindekilerin affedilmesinde çok büyük rol oynadı. Af kanunu ile yurda döndü, daha önceden çıkardığı Aydede adlı mizah dergisini tekrar yayınladı. Türk Edebiyatı'nda ilk defa Anadolu'yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de ün yapmıştır. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler, benzetmeler kullanarak, sade, akıcı dili, güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halit, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır. Yazar 18 Temmuz 1965’te İstanbul’da yaşamını yitirdi.